KABADAYI - BÖLÜM 3
Duygularınıza mantık gemi vurmayın, körelirsiniz. Hayatta herkes plan yapar, ama kaç kişinin ki tutar ki?
Hemen ayrılıyoruz gözlerimizin içi güldüğü her halimizden belli çok hızlı ve ani oldu sanki hep bu anı bekliyordum defne şaşkın gözlerle bana bakıyor, öyle bakma defne ben daha kendime nasıl bakacağımı bile bilmiyorum ona karşı koyamıyorum. Asiliğim, saldırganlığım, imalarım bir arada olmak istemeyişim hem bundanmış yeni anlıyorum en az senin kadar şaşkınım kendime… Kötü bir şey mi bilmiyorum, ama kollarındaydım mutluydum hiç olmadığım kadar o kısacık saniyelerde… Meğer hep senimi istedim hep senimi bekledim bu yüzden mi kimseyi yaklaştırmadım kıyılarıma…
Defne : Asi Babam seni soruyor içerde görmeyince merak ettik.
Asi : Tamam geliyoruz .
Defne içeri gidiyor ellerini tekrar tutuyorum, gözlerinin yeşiline kokusuna dalıyorum, ben bunları umut ederek hayal ederek ne zifiri gecelerle boğuşmuş yeşil gözlerinin hayali ile birçok sabahlara sarılmıştım… özlem tutku adı her neyse, bunun bir tarifi yok… Gül yüzü avuçlarımın arasında baş parmağım kaş başlangıcından bitime doğru gidiyor, sanki yüzünün her hattını çizgisini beynime kazıdığım gibi hissetmek de istiyorum ama bu sefer dergi kupürün deki bir resmini değil kendisini…
Asi : İçeri geçelim mi? Seninle dans etmek istiyorum.
Demir : Memnuniyetle… Hayatımda dans etmeyi seveceğim aklıma gelmezdi. Senin içinde olduğun her şeyi sorgulamadan seviyorum ve bunu yadırgamıyorum nedense.
Asi : Bunları duymak güzel, bu ne zamandan beri böyle?
Demir : İlk gördüğümden şu ana kadar, şiddetlenerek … hayat ne garip şimdi şu anda ellerini tutmak yanında olmak güzel, her şey sanki bir oyun perde kapanınca kaybolmandan korkuyorum.
Asi : Korkma, her şey çok ani oldu ama bunları senden duymak beni mutlu ediyor bunu ikimizde tahmin edemezdik hele ki ben senle ilgili düşüncelerimi hislerimi en karanlık köşelere itmişken… Gözlerindeki o ışık olmasa onları bulup çıkaramazdım, bunun için mutluyum demir ne olur beni şaşırtma, ben az önce bana aşkını itiraf eden saf adama inandım ne olur beni şaşırtma buna katlanamam…
Demir : Evet her şey çok ani oldu, ben bile bu anı çok hayal ettiğim halde şoktayım buna nasıl cesaret ettim… iyikide etmişim, sende korkma asiye, beni tanıdıkça seni şaşırtmayacağımı anlayacaksın, ben sadece kötü şöhrete ve yakıştırmalara maruz kalmış bir adamım o kadar bana inan..
Asi : Ben zaten sana inanmayı seçtim. hadi şimdi içeri girelim …
İçeri girer girmez kerim yanıma gelip oğlum ne iş anlayalım diye takılıyor defne ise garip nedense düşünceli yanına gidiyorum
Demir : Bir sorun mu var defne durgunlaştın bir anda?
Defne : Aslında yok ama Asiye ve Sen ?
Demir : Evet defne .. endişelerini anlıyorum ama aklına gelen ihtimalleri hep düşünerek yaşıyorum ona bir şey olmasına izin vermem o benim için değerli hem de çok yerine bir başkasını koyamayacağım kadar …
Defne biraz rahatlamıştı, Asiye babasının yanında gülerek bir şeyler konuşup anlatıyorlardı gözlerimi ondan alamıyordum ki Ona doğru yürümeye başladım çok hoş bir müzik çalınıyordu ve bu müzikte sevdiğim kadını kollarımda istedim sadece sıcaklığını kokusunu varlığını kollarımda hissetmek muhteşem… Ve pist deyiz
Onunla olmak güzel ama her güzel şeyin bir sonu var ve dans la gecemiz de bitiyor konuklar yavaş yavaş dağılıyor aklımda Tuğrul da sabah hafif ateşi vardı... Bu düşüncelerle havluya doğru ilerliyorum İhsan bey, Eşi ve Defneyle orda vedalaşıyorum asiye az ileride bir arkadaşını uğurluyor..
Demir : Artık gitme zamanı …
Asi : Evet …..
Demir : Yarın İtalya ya uçuyorum döner dönmez seni ararım
Asi : Aramanı bekleyeceğim, istersen biraz daha kal kerimde burada kahve ikram edelim size..
Demir : Kalmayı çok isterim ama aklım Aziz Tuğrul da sabah ateşliydi biraz…
Asi : Aziz Tuğrul ?
Demir : Oğlum… duymuşsundur.
Asi : Duydum. Oğlunu biliyorum ama ismini bilmiyordum. Çocuklar hassastır ama atlatır merak etme.
Ellerini uzatıyor ama o yeşil gözlere biraz hüzünlü sanki Tuğrul un annesinden dolayımı diye düşünüyorum o an … çok şey bekleyip arzu ediyorsun demir diye kızıyorum kendime ama tedirginliği bakışlarından belli nedensizce bir açıklama hissi uyanıyor yavaşça kulağına eğiliyorum….
Demir : İyi geceler mağrur prensesim… Beni kabul ettiğin için sana aşkımı, tüm kalbimi ve ruhumu vermek isterdim ama zaten hep senindiler, bundan hiç şikayetçi olmam şu andan sonsuza kadar… seni seviyorum tüm kalbimle umut ediyorum ki sende seveceksin… zamanla…. İyi geceler meleğim… Beni bekle sana döneceğim… beni bekle
Gülümsüyorum ve arabaya doğru gidiyorum deniz kapıyı açıyor oturacakken dönüp bakıyorum hala orda, gözlerimiz buluşuyor ansızın, her zaman içimdesin diyor gözlerimi kapatıp açıyorum gülümsediğini görmek bile güzel… iyi geceler sevdiğim, sen her zaman istediğim son dileğimsin kendine iyi bak
Arkasından bakıyorum, Siyah takım elbisesi sert çizgileriyle, sert görünüyor oysa kalbinin sıcaklığı gözlerinden haykırıyor görmek isteyene, bugün başımı döndürdü. Neden sana karşı koyamıyorum eğer bir şansımız olacaksa bunu tüm kalbimle istiyorum demir gerçekten seni beklediğimi anladım bunu biliyorum umarım beklediğim aşkın sahibi de sen olursun neden se bunu istiyorum ne olursa olsun bana dön her zaman bana dön demir… diye iç geçirirken ilahi bir güç sanki arabasına binerken doğruluyor delici ve aşk dolu bakışları ile bakıyor ‘’içimdesin’’ deyip gözlerini kapatıp açıyor bu kader mi tesadüf mü bilemem ama bildiğim onu kaybetmek istemediğim ve o an kalbime saran umut ve mutluluk fırtınası sanki bir işaret gibi yaşadıklarımı anlatmak o kadar güçki benim için, hayatım 3 saatin içinde hangi noktadan nereye geldi, hayat mı çok kolay? Aşk mı Çok basit? Bunlar yanlış ... Kader sadece ''Kader''.... Umarım doğru zaman ve doğru insandır... Umarım derken bile neden dua eder ki insan onun olması için hayat büyük bir çelişki ....
Yer imleri