Asi - Senaryolar (1)

[deren1970]

-80-

Demir: Süpermen ha, sevdim bunu.
Asi yüzünde gülümseme yan yana yürürlerken Demir’e bakıyordu. Demir’in yüzündeki muzip gülümseme kaybolmamıştı.
Dışarı çıktıklarında araba kendilerini bekliyordu. Toplantı yerine gittiklerinde Demir iyi şanslar dedikten sonra, sakın unutma Asi toplantı biter bitmez beni arayacaksın.
Asi: Sende telefonunu açık tutmayı unutma.
Demir ellerini belinin yanına koyup sadece Asi’ye baktı. Asi ise yüzündeki gülümsemeyle doğruca binaya girdi. Demir sevdiğinin kapıdan girişine kadar ardından bakıp, hemen telefona sarıldı ve Semih’i aradı. Elini çabuk tutması gerekiyordu.
Semih Demir’le konuşmasını bitirdikten sonra Oya’ya dönüp, operasyon başlıyor hayatım dedi.
Oya: İnşallah başarılı oluruz.
Semih: Vallahi ben rolümü iyi keserim de seni bilemiyorum.
Oya: Bak sen, unutma burada amatör bir sanatçı adayı var.
Semih: Göreceğiz hanımefendi, bakalım rolünüzü nasıl yapacaksınız.
Oya: Görürüz, hadi çıkalım dedikten sonra mağazaya gitmek için evden çıktılar.
Demir kuyumcuya gidip beyaz altından hazırlanan alyanslarını aldı. Asi’nin alyansındaki küçük pırlanta taşlar alyans havasını almıştı. Satıcı beğenip beğenmediğini sorduğunda çok beğendim diye cevap verdi. Başka yapacağı bir şey yoktu, hemen o da Oya-Semih’le buluşacağı mağazaya doğru yola koyuldu.
Asi toplantıda yemek arası verildiğinde Demir’i aradı. Hem gerçekten telefonun açık olup olmadığını merak da ediyordu.
Telefon çalıyordu ve Demir hemen açıp efendim Asi dedi. Asi bir an şaşırdı, çünkü Demir’in böyle hemen cevap vermesini beklemiyordu.
Asi: Şey yemek arası oldu da bir arayayım dedim.
Demir: anladım telefon kapalı mı acaba kontrolü değil yani.
Asi ya bu adam benim düşüncelerimi nereden biliyor diye düşündü. Sanki sesli düşünmüş, Demir’de onu duymuştu.
Asi: Nereden çıkardın bunu şimdi.
Demir: Çünkü seni tanıyorum.
Asi: Demir saçmalama. Niye kontrol edeyim ki seni.
Demir: Çünkü bugünkü takıntı konun benim telefonumun açık olup olmaması. Yalan mı?
Asi: Tamam Demir ya nasılsın diye arayayım dedim, bunca lafı yedim.
Demir: Kontrol edilmeyi çok sevdim ama. Buna da hemen alışırsam ve sık sık senden telefon beklersem, nasıl olacak bu.
Bu sözler birden Asi’yi yumuşatmıştı.
Asi: Bende sık sık seni ararım.
Demir: Gün boyu sürekli senin sesini duysam daha ne isterim. Ama ben sadece sesini değil, seni de görmek isterim.
Asi: O da olur.
Demir: Ne zaman peki.
Asi: Zaten sık sık görüşüyoruz Demir. Başka nasıl bir görüşme istiyorsun ki.
Demir: Aslında bunu yüz yüze konuşmayı yeğlerim.
Asi kızım tehlikeli konuşmaya kayıyor, toplantı da kafanda sürekli Demir olursa, o toplantı bitmez, konuşmaya noktayı koy diye düşünerek,
Asi: Demir yine toplantıya geçiyoruz. Bitince haber veririm.
Demir: Peki sevgilim, seni seviyorum.

[yasamakguzel88]

-42-



Lessie Demir’i görünce birden boynuna sarılmak için ona yaklaşıyor ama Demir onun ellerini tutup kendinden uzaklaşıyor..

DEMİR- Anlatamadım sanırım ? Asi benim sevgilim diyorum…

LESSIE- Saçmalıyorsun Demir…Senin gibi birisi ne bulucak bu kızda…Sen bana aşıksın bana..

ASİ- Bana bak artık laflarını bilde konuş…Sen benim hakkımda böyle istediğin gibi atıp tutamazsın..

Bunarlı söylerken artık o kadar kızmışımki , Lessie’yi omuzlarından sarsıyorum bir yandan…..

DEMİR- Tamam güzelim sakin ol..Uğraşmaya değmez…Lessie biz sevgili olduğumuzu söyledik ama kabul edip etmemek sana kalmış….

LESSIE- Kabul etmiyorum…

DEMİR- İyi sen bilirsin…Ama seni uyarıyorum bir daha benim ya da sevgilimin canını sıkarsan, bu kadar anlayışlı olmayabilirim..

LESSIE- Sen beni tehdit mi ediyorsun?

DEMİR- İşine nasıl geliyorsa öyle algıla..Şimdi çekil şurdan gidelim…

Demir elimden tutuyor ve hadi diyor gözleriyle…Bende onun elini sımsıkı tutup, geçerken de Lessie’nin omzuna hafifçe çarparak ilerliyorum….Demir’in beni böyle sahiplenmesi gururumu okşuyor…Belki o gelmeseydi, bu kız böyle konuşmaya devam etseydi, sinir katsayılarım artıcak, belkide bu işin sonu Demir’le kavgaya kadar sürücekti..Ama şimdi değmeyecek biri için uzatmaya gerek yok….

DEMİR- Özür dilerim canım?

ASİ- Ne için özür diliyorsun Demir?

DEMİR- Seni o kızla böyle bir durumda bıraktığım için..

ASİ- Asıl benim özür dilemem lazım..Bu kızı sana bulaştırdığım için..Neyse ben onun hakkında konuşmak istemiyorum..

DEMİR- Tamam anlaştık benim güzel sevgilim…Eee ne yapıyoruz?

ASİ- Hmmm ya canım eve gitsek olmaz mı? Hiç dışarıda gezicek halim yok..Bizim çocuklarla yapıcak bir şeyler buluruz..

DEMİR- Valla bana her şey uyar …Sonuçta ben sadece senin yanında olmak istiyorum, anlayacağın mekanın hiçbir önemi yok..

ASİ- Peki o zaman hadi eve gidelim…


*******

ESEN- Offf, püfffff çok sıkıldım böyle kös kös oturmaktan…

GÖRKEM- Sıkı can iyidir tez çıkmaz…Hah hahahaha…

ESEN- Beyinsiz…….

GÖRKEM- Aynaya mı bakıyorsun Esen?

ESEN- Ya vall elimde kalıcaksın sonunda he….

DENİZ- Sıkılma canım..Şimdi Asiler gelince buluruz yapıcak bir şeyler?

ESEN- Öyle mi diyorsun?

DENİZ- H ıhı….

GÖRKEM- Hem biz senin can sıkıntını gidermek zorunda mıyız? Neden gelip bize anlatıyorsun..Başım ağrıyor senin yüzünden…

ESEN- Ben Deniz’e anlatıyorum..Sen neden sazan gibi her olaya atlıyorsun….Kapa kulaklarını..

GÖRKEM- Çok büyük kapanmıyor……

ESEN- Offfffffffffffff…

DENİZ- Görkem sus bence..

GÖRKEM- Peki peki şimdilk sustum…

Bir kaç dakika sonra,

DENİZ- Aaa bak iyi insanlarda laflarının üzerine gelirmiş….

ASİ- Hmmmm çok mu özlemiş bu evdekiler bizi?

ESEN- Ya bir an hiç dönmeyeceksiniz sandım…Ömür boyu bu Görkem’le aynı evde yalnız kalıcağımı düşündüm…

DEMİR- Ah abisinin bir tanesi..Gel bakim buraya sen….

ESEN- Abiiciim kurtar beni bu deliden diyip abiimin boynuna sarılıyorum..

DEMİR- Ne yaptın lan kardeşime? Kızı neden üzdün bakim?

GÖRKEM- Oh be kıza bak…Kafamı konuş konuş şişiren o, sonra parpuyu yiyen yine ben….Ne yapıcam senin bu kaçık kardeşine hee…Vır vır vır ömrümü yedi..

DEMİR- Yapmaz benim kardeşim öyle şeyler..

ESEN- Yapmam demi abi..Bak duy Görkem duy…

GÖRKEM- Tamam pes yani…Korktum senden kızım ya………

ESEN- Abi benim canım çok sıkıldı..Ne olur dışarı filan çıkalım..Yoksa ben kendim çıkıcam he..

GÖRKEM- Çık çıkda kaybol inşallah…

DENİZ- Görkemmmmmmmm…

DEMİR- Canım bu akşam Asi’nin başı ağrıyormuş evde kalıp bir şeyler yapsak..

ESEN- Ya evde ne yapabiliriz ki? Asi’nin başı ağrıyorsa o gelmesin..

ASİ- Evet Demir..Kız sıkılmış baksana ben evde kalabilirim..Siz çıkın eğlenin..

DEMİR- Olmaz öyle şey..Sen gelmeden ben hiçbir yere gitmem..Bu akşam evde kalıyoruz dedim o kadar..Ben benzemem Görkem’e Esen Hanım..

ESEN- Of be tamam..

Yavaşca Demir’in kulağına doğru eğiliyorum,

ASİ- Canım üzmeseydin kardeşini…Biz her zaman birlikte olabiliriz..

DEMİR- Ben sensiz dakika bile geçirmeye dayanamıyorum Asi..Bu konu kapandı, uzatma istersen..

ASİ- İyi peki sen öyle diyorsan..

DEMİR- Aferin söz dinle..

ASİ- Bak bak ben bu maço tavırların hesabını sorarım sana..

DEMİR- Sor güzelim baş başa kalınca..Tüm cezama razıyım ben…

Demir2in o buğulu sesiyle ağzından dökülen o laflarla bir anda dağılıyorum, Demir’de bunu fark etmiş olmalıki beni hafifçe kendine doğru çekip bir eliyle belimi sıkıca kavrıyor..Sonra da Esen’e dönüp,

DEMİR- Bak benim aklıma ne geldi?

ESEN- Ay ne gelmiş?

DEMİR- Öyle kızgın kızgın bakma bana…..Tabu oynayalım ne dersin?

ESEN- Tabu mu?

DEMİR- H ıhı evet…Çok eğleniriz bence..

GÖRKEM- Evet evet tabu oynayalım…Ben çok başarılyımdır bu konuda….

DENİZ- Sen mi?

GÖRKEM- Evet ben ..Ne olmuş ki?

DENİZ- Yok bir şey..Sadece bir an geçenki tabu oynayışımız aklıma geldide..

GÖRKEM- O gün hastaydım ben,Ondan öyle olmuştu yani..

DENİZ- Hıhı eminim öyledir…

DEMİR- Eee ne diyorsun Esen Hanım?

ESEN- Ee peki madem oynayalım?

DEMİR- Aşkım sen?

ASİ- Oynayalım canım bana uyar…

Birkaç dakika içinde masayı hazırlıyoruz..Oynarken atıştırmak içinde kola,cips ne varsa getiriyoruz….Ben ve Demir bir grup, Esen Görkem ve başka bir grubu oluşturuyorlar…Deniz geçenki tabu maceralarından sonra Görkem’le oynamak istemediğini söylüyor..Biz tabi ne kadar haklı olduğunu dakikalar sonra anlıyoruz….İlk Görkem’lerin grup başlıyor,

Kelime: Terlik

ESEN- Neyle yürürsün Görkem?

GÖRKEM- Ayak!!!

ESEN- Heh hani böyle ayakların üşür altında onlar olur böle yumuşak yumuşak

GÖRKEM- Koyun!!

ESEN- Yuh onun daha küçüğü ya, koyun dedi hödük!

GÖRKEM- Kuzu!!!

ESEN- Allah belanı versin pas!...

GÖRKEM- Ya ne kakaret ediyorsun be….

ESEN- Hak ettinde ondan..Terliğe, koyun kuzu dedin ya…

GÖRKEM- Derim derim..Benim aklıma onlar geldi..

ESEN- Hay ben senin aklına….

Şimdi sıra bizdeydi…İlk olarak Asi bana anlatıyor, Görkem o zaten anlatamaz diye hiç takmıyor bile bizi….

Kelime: Jartiyer

ASİ-Bana çok yakışan bir şey

DEMİR- Her şey

ASİ- Canım benim. ama en çok yakışan hani diyordun ya.

DEMİR- Makyaj, piercing, gözlük, kıyafet, hede hodo…

ASİ- Victorias secret

DEMİR- Jartiyer

ASİ- Heyoooo bildin aşkım bildin……

DEMİR- Süperim aşkım tabikide bilicem..

Tabi Görkem’in gözleri doğru cevaptan sonra faltaşı gibi açılıyor,

GÖRKEM- Biz çıkalım abi….Ne bu jartiyer filan..Az zamanda çok yol katetmişsiniz bakıyorum…

DEMİR- Hey hey lafını bilde konuş…Sa-na-ne bizim özel hayatımızdan…

GÖRKEM- Peki, peki….

Rezil olduk odadaki herkese…Aslında Demir’in beni jartiyerle filan gördüğü yok..Gecen gece baş başa birlikte film seyrederken, kadının üzerine giydiği jartiyerden konu açılmıştı…Demir’de bana çok yakışacığını söyleyince ordan aklıma geldi…Ay çok utanmazım ben…..

Bu kez Görkem Esen’e anlatıyor,

Kelime: diz

GÖRKEM- Pantolonu nereye giyeriz?

ESEN- Bacağa?

GÖRKEM- hahhhh. Bacaklarımızın ortasında ne vardır?

ESEN- Oha artık bu iyice bozmuş kafayı.!

Demir olduğu yerden Görkem’e doğruluyor,

DEMİR- Ne diyorsun sen be kardeşime?

GÖRKEM- Ne dedim ben şimdi ya? Alt tarafı bir dizi anlatıcaktım..Neden kızdınız şimdi bana?

DEMİR- Başlarım dizine şimdi..Doğru düzgün anlat…Kırmim kafanı gözünü..

GÖRKEM- Hey Allah’ım…

Esen sinsice Görkem’e gülüyor….Bu da yetmezmiş gibi ‘’oh canıma değsin diye’’ el kol işaretleri yapıyor ..Yazık valla Görkem’e..Kaldı bu iki delinin arasında…

Yine sıra bizde, bu kez anlatma sırası Demir’de…

kelime:cin tonik

DEMİR- inle kim top oynar?

ASİ- ciinnn!

DEMİR- yanında ne iyi gider?

ASİ- toniiik!

DEMİR- Yaşa benim zeki sevgilim..Gel buraya öpücem işte..

ASİ- Ya dur tamam desem de eğilip zorla alıyor istediği öpücüğü dudaktan…

ESEN- Bak gör akılsız Görkem..Elalem iki dakikada şıp diye biliyor….Senin yüzünden yenilicez..Allah’ım ya ben seninle grup olmak istemiyordum ki..

GÖRKEM- Neyim varmış benim he? Sanki ben seninle grup olmaya çok hevesliydim…

ASİ- Ya tamam atışmayı bırakın..Alt tarafı bir oyun işte….Hadi anlat Esencim sen..Bak bu kez bilicek Görkem..

GÖRKEM- Söz bilicem anlat hadi…

ESEN- Of be bir kere de bil yani…


Kelime: Tamirat

ESEN- Televizyonunun çalışmama sebebi ne olabilir?

GÖRKEM- Bozulmuştur.

ESEN- Hah! Bir şey bozulunca ne yaptırırsın?

GÖRKEM- T tamir.

ESEN- Çok güzel! türet bunu.

GÖRKEM- Neyini türetcem bunun be? –

ESEN- Hımm..eşeğin büyüğüne ne denir?

GÖRKEM- At
-
ESEN- Çok güzel. birleştir şimdi

Esen umutlanıyor bu kez,

GÖRKEM- At tamirii!!!

ESEN- Allah seni nasıl biliyorsa öyle yapsın diyip elindeki kartları Görkem’in yüzüne doğru fırlatarak odadan çıkıyor..Biz tabi kopmuş durumdayız…Demir, Deniz ve ben yerlere kapanıyoruz artık gülmekten…Birkaç dakika bu böyle sürüyor…Gülme sesleri kesilip kafamızı kaldırınca Görkem’in bir kova suyla bize yukardan gülümsedğini görebiliyoruz…Ne oluyor dememize kalmadan 2. su vakası gerçekleşiyor…Hoppp bir kova su kafamızdan aşağı…Sırılsıklam oluyoruz…Demir Görkem’i yakaladığı gibi doğru banyoya çekiştiriyor..Bize yaptığının bedelini kıyafetleriyle, soğuk suyun altına sokarak ödediyor..Tabi Denizle ben intikamımız alındığı için çok mutluyuz….Üstümü değiştirmek için odama geçiyorum ben..

*******

ESEN- Abi Asi’nin telefonu çalıyor nerde bu kız?

DEMİR- Odasında üzerini değiştiriyor…Kim arıyor ki?

ESEN- Alen yazıyor abi..

DEMİR- Alen miii?

[deren1970]

-81-


Toplantı saat 15.30 gibi bitmişti. Asi aldığı bu görevi başarıyla bitirmenin mutluluğunu yaşıyordu. Arayıp hemen dedesine bilgi verdi, şimdi sıra babasındaydı.
Asi: Baba
İhsan: Asi, nasılsın kızım.
Asi: İyiyim baba sağol, toplantı bitti çok şükür.
İhsan: Eee kaçta uçağa bineceksin?
Asi: Şey aslında baba bende onun için aramıştım. Biliyorsun iki gündür toplantılarla geçti. Hazır Antalya’ya gelmişken bugün burayı gezmek istiyorum. Yarın dönsem bir sakıncası olur mu?
İhsan biraz düşündü ama Asi’de haklıydı. Hazır oradayken en azından günün kalan kısmında şehri gezip, zaman geçirseydi.
Asi babasının cevap vermediğini görünce ümitsizlikle tekrar babasına sordu.
Asi: Baba cevap vermedin, eğer izin vermiyorsan,
İhsan: Asi haklısın. Bir daha ne zaman gidersin kim bilir, kal sen bu gece. Yarın ama dönüyorsun, çok özledim ben kızımı.
Asi gülümseyerek teşekkürler baba, tabi ki yarın döneceğim. İyi akşamlar, herkese selam söyle.
İhsan: Tamam kızım söylerim, sende kendine iyi bak.
Asi’nin üstünden sanki büyük bir yük kalkmıştı. Kendini kuş gibi hafif hissediyordu. Hemen Demir’i arayıp haber verdi.
Demir: İyi o zaman, şoför zaten binanın önünde. O seni nereye getireceğini biliyor.
Asi: Nasıl yani? Dünkü gibi bir sürprizle mi karşılaşacağım.
Demir: Yok Asi bu defa hayal kırıklığına uğrayacaksın, ortada sürpriz yok, gerçekten gitmemiz gereken bir kokteyl var.
Asi: İyi de o zaman ben otele dönüp hazırlanayım.Ancak yetişirim.
Demir: Asi lütfen, binadan çıkıp, arabaya bin olur mu. Görüşürüz.
Asi telefon kapandıktan sonra iyi görüşürüz dedi kendi kendine. Hemen binadan çıktı, araba kapıda bekliyordu. Araca bindi ve konuşmadan şoförün kendisini götürdüğü yere gitmeye başladı. Adama soru sorsa yine cevap alamayacağını biliyordu.
Şoför şehir merkezinde çok lüks bir alış-veriş merkezine getirdi Asi’yi. Asi ne kadar Demir öyle konuşsa da yine bir sürpriz beklediğini fark etti. Ama sürpriz yoktu işte, bir alış-veriş merkezine gelmişti. Araçtan indi, binanın içine girip, çevreye bakmaya başladı. Bu sırada telefonu çaldı, arayan Demir’di.
Demir: Geldin mi.
Asi: Evet geldim.
Demir: İyi de şaşkın şaşkın durma, asansörle 3. kata çık.
Asi: Sen nerden biliyorsun peki.
Demir: Çünkü seni görüyorum ben. Hadi Asi 3. kata çık, bekliyorum seni.
Asi sinirli şekilde peki Demir bey geliyorum dedi.
Bu sırada Demir hemen Semih’i aradı ve oğlum geldi, azıcıkta sinirlendirdim kendisini, aman ha dedi.
Semih: Oğlum iyi misin, ne diye sinirlendiriyorsun kızı.
Demir: Neyse, siz hazırsınız di mi.
Semih: Hiç merak etme, hem de süper hazırız.
Demir: Başlıyoruz o zaman.

[deren1970]

-82-

Asi asansörle 3. kata çıktığında kapı açıldığında karşısında kendisini bekleyen Demir’i gördü.
Demir: Hoş geldin
Asi: Hoş bulduk. Demir ne işimiz var burada Allah aşkına. Hem kokteyl var diyorsun, hem de buraya çağırıyorsun. Ne zaman hazırlanacağım ben.
Demir: Bitti mi
Asi Derin bir nefes alarak evet bitti, diye cevap verdi.
Demir: İyi hadi bizi bekliyorlar.
Asi: Bizi mi bekliyorlar, kim bekliyor? Neler oluyor Demirrr?
Asi bunları söylerken, Demir kolundan tuttuğu Asi’yi mağazanın içine sokmuştu bile. Asi içeriye girince etrafa şöyle bir baktığında bayan giyim, aksesuar, ayakkabı, çanta birimlerinden oluşturulan mağazaya göz gezdirip, tekrar Demir’e baktı.
Demir: Alış-veriş yapacağız Asi hanım.
Asi: Bak sen.
Demir: Evet nereden başlayalım.
Asi: Demir saçmalama. Hem bana dün aldığın elbise var biliyorsun, ne gerek var yeni kıyafete.
Demir Asi’ye bakıp, ne yani dün aldım diye başka bir kıyafet alamaz mıyım sana.
Asi: Gerek yok Demir, o elbise kokteyle uygundur herhalde. Bu sırada telefonu çalan Demir Asi’ye bakıp bir saniye iş için arıyorlar dedikten sonra, Asi’den biraz uzaklaştı. Bu sırada Asi durduğu yerden yine gözleriyle mağazayı incelemeye devam etti.
Aslında Demir’e gelen telefon şifre telefondu. Semih mağazanın bir ucundan Demir’e bakıp, onun söylediği gibi beş dakika sonra telefonunu çaldırmıştı.
Semih: Ağbiciğim oldu mu? Ara dedin, aradık, ne yapıyoruz şimdi.
Demir: Her zamanki gibi dakiksin, tam zamanında aradın. Oya birkaç dakika sonra gelebilir.
Semih: Tamam anlaştık.
Bu telefon konuşmasından sonra Demir Asi’nin yanına gelip;
Demir: Asi lütfen bu konuda tartışmayalım. Bu akşamki kokteyl için başka bir elbise almamızı istiyorum. Hem farkında mısın bu sesinle ilk çıktığımız alış-veriş. Bunun tadını çıkarmaya bakalım.
Asi Demir’e baktı. Doğru ya ilk alış-verişleriydi. Tamam da Demir ne gerek var yeni masrafa.
Demir: Bana bak hep böyle cimrimiydin sen?
Asi: Allah Allah birden cimri de oldum. Yerine göre harcama cimrilikse,
Demir: Asi hadi uzatma ne olur, hem bana da kıyafet alacağız.
Asi tam cevap vereceği sırada Demir’in bakışlarının kapıya kaydığını gördü. Kendisi de dönüp baktığında uzun boylu, sarışın, çok güzel bir bayanın mağazaya girip, Demir’e baktığını gördü. Yine kıskançlık damarları kabardı. Bu kadın da kim diye düşünürken, mağazaya giren kadın gece elbiselerinin olduğu bölüme doğru ilerledi.
Demir: Evet Asi hadi hala burada bekliyoruz.
Asi tam kadın konusunda konuşacaktı, vaz geçti. Demir’le tartışıp, canını sıkmak istemedi. Peki tamam dediğin gibi olsun. Nasıl bir şey bakmalıyım sence?
Demir: Bilmem, ama pek iddialı bir şey olmasın. Hadi gel sanırım şuradaki elbiseler bize fikir verir.

[deren1970]

-83-


Bu sırada mağazaya giren kadın da kıyafet deniyordu. Yanında çok yakışıklı bir bey vardı, kadına yardımcı oluyordu.
Semih: Hanımefendi bu elbise çok yakıştı.
Oya: Bilmem, fena değil gibi.
Semih: Oya hanım yapmayın, biraz zevkinizi biliyorum, emin olun bu kıyafet aradığınız şey.
Oya: Semih bey daha karar veremedim, birde şu kırmızı elbiseyi deneyeyim.
Semih: Bakın o da çok iddialı, tamam onu da deneyin, dedikten sonra Asi ve Demir’e döndü.
Merhabalar ben buranın yetkili müdürü Semih, arkadaşlar da yardımcı olur size ama Oya hanım dışında bu gelen güzel bayana da ben yardımcı olmak isterdim.
Asi bir cevap vermeden, aman bu adam ne yapıyor, şimdi Demir haddini bildirir diye düşünürken, Demir’in verdiği cevapla olduğu yerde kalakaldı.
Demir: Semih bey çok memnun olurum. Hem işinin uzmanı birisinin yardımıyla işimizi çabuk bitiririz.
Asi kıskanç bir erkek cevabı beklerken, Demir kıskançlığın en ufak bir belirtisini bile göstermemişti. Bu sırada eline siyah bir elbise almıştı, bunu deneyeyim diye düşündü ve Demir’e göstererek, sence bu nasıl? dedi.
Demir elbiseye bakarak, bilmem olabilir, bir dene istersen dedi.
Asi kabinde kıyafeti giyerken, dışarıda Semih-Oya-Demir’in konuştuğunu fark etti.
Semih: Oya hanım gerçekten haklıymışsınız, bu elbise çok daha iddialı ve güzel.
Oya: Öyle di mi, bende öyle düşünüyorum. Ama dışardan birinin görüşünü de soralım. Pardon beyefendi sizce nasıl bu elbise?
Asi duyduklarına inanamıyordu, kadın Demir’e elbisenin yakışıp yakışmadığını soruyordu. Artık bu kadarı da fazlaydı. Apar topar kabinden çıktı.
Demir: Valla önceki elbiseyi bilemem ama Semih bey doğru söylüyor, yakışmış size derken, kabinden çıkan Asi’yi gördü. Denedin mi Asi?
Asi: Evet üstüme oldu ama birde sen fikrini söyle.
Demir: Bilmem, bence yakışmış Ama bir başka bayanın fikrini de almak iyi olur sanırım dedikten sonra Oya’ya bakıp, sizce nasıl? diye sordu.
Oya önce Demir’e sonra Asi’ye bakıp;
Oya: Eşiniz sanırım?
Demir: Asi mi? yok eşim değil,
Asi çıldırmaya başladığını hissetti. Sana ne kadın diye söylendi ve hemen Demir’in yanına giderek eşi değilim, ama biz sözlüyüz derken, öldürecek gibi Oya’ya baktı.
Oya hiç umursamaz tavırsa aaa ne güzel, Demir bey sözlünüze yakıştı ama neden hep siyah? Burada ne kadar farklı renkte ve modelde elbiseler var. Ben şahsen başka renk bir iki elbise daha denesin derim.
Bu sırada Semih de lafa atlayarak, ben de Oya hanımla aynı fikirdeyim dedi. Asi bunları duyduğuna inanamıyordu. Bir an önce oradan çıkmak istedi.
Demir: Eee iki zevk sahibi kişi bunu söylüyorsa dedikten sonra Asi’ye bakıp, ne dersin Asi bakalım mı birkaç değişik elbiseye.
Bu sırada Oya beyaz ipek, etekleri küçük taşlarla süslü bir elbiseyi Asi’ye uzattı. Eminim bu size daha çok yakışacak dedi. Asi Demir’e baktığında onun gözlerindeki beğeniyi görüp, peki neden olmasın diyerek, elbiseyi alıp, kabine geçti.
Demir-Oya ve Semih kabinden hafifçe uzaklaştılar.
Oya: Beni öldürmeden sağ salim kızıma kavuşur muyum dersin?
Demir: Aslında şimdi kuduruyordur ama ne olur biraz daha sabır.