Kendi Gök Kubbemiz (Yahya Kemal) (İstanbul DT)

[Şah-Rû]

KENDİ GÖK KUBBEMİZ (YAHYA KEMAL) | İSTANBUL DT
1 perde | 1 saat 15 dakika
Yazan : YAHYA KEMAL BEYATLI - SÖNMEZ ATASOY
Yöneten : OKDAY KORUNAN

DEKOR - KOSTÜM TASARIMI
ŞİRİN DAĞTEKİN YENEN

IŞIK TASARIMI
İ. ÖNDER ARIK

MÜZİK
TİMUR SELÇUK

YÖNETMEN YARDIMCILARI
FUNDA ESKİOĞLU
ZUHAL ACAR

SAHNE AMİRİ
İ. CEM DAĞLI

KONDÜVİT
SÜLEYMAN KALELİ

IŞIK KUMANDA
OĞUZHAN ÇELİK

DEKOR SORUMLUSU
İLKER TEMUR

AKSESUAR SORUMLUSU
BURÇİN ÖZDEMİR

ERKEK TERZİ
KADİR METİN

PERUKACI
RAMAZAN AKBAŞ

OYUNCULAR
OKDAY KORUNAN

KONU
Yahya Kemal'in "Kendi Gök Kubbemiz" şiirleriyle geçmişe bir yolculuk yapılır.
Eski ve yeni, doğu ve batı, vatan ve İstanbul sevgisi ve insana dair her tür özlem, aşk ve ölüm temaları şairin dizelerinde vücut bulur.

Devlet Tiyatroları resmi internet sitesi kaynak alınmıştır.

[Şah-Rû]

Şiirde mükemmeliğin peşinde adeta ömür tüketen ve divan şiiri ile modern şiir arasında köprü kuran, Cumhuriyet Dönemi Türk Şiiri’nin en büyük şairlerinden Yahya Kemal Beyatlı’nın hayatını konu alan İstanbul Devlet Tiyatrosu oyunu. Edebiyat, şiir ve tiyatronun bir araya geldiği tek perde ve 75 dakikalık oyunu özellikle edebiyatseverler kaçırmamalı.

Oyun, Servet-i Fünun Dönemi’nden olmakla birlikte Türk şiirinde yeni formlar geliştiren Yahya Kemal’in ömrünün son yıllarını yaşadığı Park Otel’deki odasında ve son gecesinde geçiyor. “Mehlika Sultan”ına kavuşana kadar hatıraları arasında savrulurken ve nihayetinde “demir almak günü geldiğinde zamandan” gözlerin dolmasına engel olmak güç. Beyatlı’nın edebiyat kadar siyasetle de dolu olan hayatının yanında Türk Edebiyatı’nın dev isimleri de tahayyülün gücüyle sahneden bir bir geçiyor. Sadece dev isimler değil şehirler de bir bir geçiyor. Paris, Madrid, Varşova ama ille de “Sana Dün Bir Tepeden Baktım Aziz İstanbul”…

Sağlığında şiirleri kitap halinde basılmamış olan şairin satırlarının arasında kaybolduğumuz dekor muhteşem olmuş. Ayrıca gerek “Bin Atlı Akınlarda Çocuklar Gibi Şen(dik)”ken geriden usul usul gelen zarif İzmir Marşı ve Portekiz’de Asturias nağmeleriyle müzik, gerekse bizi yapayalnız bir otel odasından Paris cafelerine, Cerrahpaşa Hastanesi’nden Endülüs’e “şal, zil ve gül”e sürükleyen ışık yönetimiyle gerçekten şiir gibi bir sahneleme olmuş. Tüm ekibi tebrik ediyorum.

Aynı zamanda oyunun yönetmeni olan Okday Korunan nefis bir Yahya Kemal yorumuna imza atmış. Bir kez bile teklemeden o güzelim şiirlere derin sesiyle can verirken, adeta otel odasında bizleri ağırlıyormuşçasına hasbihal edip hatıralarını yaşarcasına naklediyor. Hani usta şairin kendisi ile bir saat sohbet etme şansımız olsa aynı bunun gibi olurmuş tadı veriyor.

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın edebiyat öğretmeni de olan şairimiz hareketli yaşamı, Milli Mücadele’ye olan desteği, Atatürk sevgisi, kendi dönemindeki şair ve ediplerle tatlı atışmaları, çalkantılı aşkları, muzipliği, siyasi yaşamı ve dil devriminden önce yöneldiği yalın Türkçe ile kaleme aldığı şiirleriyle kesinlikle edebiyat tarihimizin değerli isimlerinden biri. Paris’teki okul yılları boyunca tiyatro ile de ilgilenmiş olan Yahya Kemal’in hayatını özetle de olsa izlemek ve o iz bırakan şiirleri sahnede dinlemek gerçekten keyif verici. Oyunun sonunda insanın neredeyse gitme üstad diye seslenesi geliyor. Fakat, muhteşem bir şiir olmasından öte yapılmış en doğru tespitlerden biri olan şu dizede dediği gibi; “İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar.”

[sitting]

Bay Z. Ye bilet aldım oyuna yetişemeyince buna girebilirsiniz dediler.

Mecbur girdim ve o kadar sıkıcı bir oyundu ki bir ara uyudum.