senaryonun devamı...
yağmur odasında yatağının arkasına sakladığı kutuyu çıkarır ve mümtazın mektuplarını okumaya başlar neyse işte o okuya dursun mümtaz tülaya odasını gösterir iyi geceler dileyerek gider işte mümtaz aşağıya iner camdan bakar yağmur da bakar suratına kapar pencereyi yağmur aynada kendine bakar haftalardır saçını topluyordu şimdi açacak makyaj yapacak…sabah oldu yağmur avluya çıkar haydar şaşırır süslenmiş bu yine der yağmur haydara gülümseyerek günaydın der haydarın da gözlerinin için güler ekin gelir sarılır yağmura yağmur da sarılır sonra öper der hadi sen şimdi ayşe ablaların yanında ben de geliyorum kahvaltıya der haydara tekrar gülümser içini kurt kemirir
ve mümtazın avlusuna doğru gider kırmızı arabayı hala orada görür tepesi atar
kadın burada kalmış der deliye döner ben lsam kapıyı kırardım ya sonra mümtaz görür bunu çünkü gözü hep camdadır yağmurda mümtazı görünce hemen dönüp gidermümtazda peşinden gider yağmur kaçar mümtaz kovalar avluya gelir ikisi de mümtaz yetişmiştir o sırada bizim ahali de ordadır bunları izliyordur
şaşkın hepsi dede gülümser herkesin kafası onlarda mümtaz yağmur bir dk dursana der yağmur ne var nasıl konuşuyorsun sen benle öyle..ne oldu ki şimdi ne olacak birşey mi olması gerekiyor ben de sana soruyorum yağmur birşey mi var yok bir şey ya sen gitsene işine...ne bileyim git karınla kahvaltı et özlemişsindir ya da git birilerinin bacağından vur sen.. yağmur ağır konuşuyorsun ama…gerçekler bunlar...bana dün iki kez tattırdın...hadi mümtaz işim var benim güle güle sana..der ve mandıraya doğru gider mümtaz da peşinden...haydar kızgın bakıyordur ekin niye kavga ediyorlar haydar der haydar yine kızgın mümtaz kendine çeker yağmur yüzüne yaklaşmak istemediğinden her nedense yüzünü geri çeker ayrıca biraz zayıf olduğu için sarsılır mümtazın kollarında bunlar bölye karşılıklı mümtaz yağmura der eden böyle yapıyorsun yağmur lütfen... der elini yanağına götürür yağmur malum hareketi yapar mümtaz üzgün bir şekilde şaşırır böyle mi yapacaksın yani bana küsecek misin çocuk gibi..mümtaz lütfen... zorlama beni canım sıkkın daha nejdetin şokunu atamadan o kadın geldi..mümtaz kafa sallar haklısın ama bunlar bizim için problem olmamalı aramızda bu gibi sorunlar olmamalı yağmur…o zaman sen de sorun çıkarma mümtaz…ben mi çıkarıyorum…sen...sen bu kadından boşanmadın mı…mümtaz şaşırır ne biçim soru bu böyle yağmur…gayet mantıklı bir soru...ben demedim o dedi karım diye
yağmur lütfen..boşanmasam sana neden evlenme teklif edeyim..sence ben böyle bir adam mıyım…bilemiyorum artık nasıl bir adam olduğunu mümtaz...yağmur lütfen...mümtaz niye gelmiş o zaman o kadın…mümtaz düşünceli bir şekilde kafasını öne eğer bilmiyorum...madem bilmiyorsun evinde misafir ediyorsun ama
buna nasıl müsade ettim ki sanki mümtaz gülümser bıyık altından...kıskandın mı sen Tülayı…yağmur şaşkın bakışlarından birini mümtaza yöneltir efendim???yani bunca konuşmadan sonra bunu mı çıkardın…yağmur başka ne düşüneyim ayrıca evime misafir olan birini kovamam gecenin vaktinde..vallahi bana söyleseydin ben kovardım...ama maşallah kadın senin saçına bıyığına takmış..yağmur hadi ama evlilik öncesi bunu problem etme..merak etme gider zaten yok bir de düğüne kalsaydı mümtaz yine bıyık altından güler...hadi barıştık mı der…o kadından rahatsız oldum mümtaz bu kadar basit değil bu konu o kadına yolla öyle konuş benle ben gidiyorum yağmur ama bir dinler misin beni sonra mümtaz yorgunum hadi... der ve gider...yağmur sinirle kahvaltı sofrasına oturur ayşe sorar mümtaz beye de tabak koyalım mı yağmur hanım...hayır canım ne gerek var..o etmiş kahvaltısını der haydar bakar kızgınlıkla dede haydara bakar ekin sorar mümtaz amca sana bağırdı mı yağmur gözlerini devirir hayır canım niye öyle düşünüyorsun mümtaz kimseye bağırmaz hadi ye kahvaltını...sonra haydara bakar...bir şey demez kahvaltısını sürdürür.konakta işler karışmıştır tülay evi gezer sanki kendi evi gibi çiçekleri budamaya başlar mümtaz gelir günaydın der
tülay da gülümser günaydın der ne yapıyorsun burada hiç..çiçeklere eskisi gibi değiller bazılarının kökü kurumuş bakmıyorsun galiba son zamanlarda tülay...lütfen...bırak şu aleti….(devamı belki yarın belki yarından da yakın beklide hiçbir zaman) senaryo fracture arkadaşımıza ait kendi adıma teşekkürü bir borç bilirim bu güzel senaryo için teşekkürler…
Yer imleri