‘Yarına Tek Bilet’ Türkiye sinemasına gelecek için bir sinyal!
ALİ’NİN VE LEYLA’NIN ÖYKÜSÜ
Önceki gün yönetmen Ozan Açıktan’ın, Ankara’da bindikleri trenden İzmir’de kendilerinin bile ilk kez tanıştığı iki insan olarak inen Ali ile Leyla’nın öyküsünü anlatan yeni filmi ‘Yarına Tek Bilet’i izlerken, sürekli, 19 yıl önce Marylebone İstasyonu’nda bir bankta oturmuş, kendisini kendisinden uzağa götürecek treni bekleyen bir adamla göz göze geldim. Siması tandık ama şimdi kim olduğunu bilmediğim o adama bakarken kafamın içinde sevdiğim bir şarkı çalıyordu: “This lightning storm, this tidal wave / this avalanche, I’m not afraid / come on come on, no one see me cry...”
NETFLIX’İN TÜRKİYE YAPIMI İLK FİLMİ
“KİŞİSEL BİR FİLM HALİNE GELDİ”
‘Silsile’, ‘Annemin Yarası’, ‘Aile Arasında’ gibi filmlerle son dönemin en dikkat çeken yönetmenlerinden biri olan Ozan Açaktan’ın, Drazen Kuljanin’in 2014 tarihli ‘How to Stop a Wedding’ adlı filminden ‘uyarladığı’ ‘Yarına Tek Bilet’, son yıllarda Türkiye sinemasında ‘komedyen filmleri’yle ‘sanat filmleri’ arasında kalan devasa ‘boşluğu’ doldurma adına atılmış cesur adımlardan biri...
Kuljanin’in “IMDB’nin bile unuttuğu“ filmini jüri üyesi olduğu Varşova Film Festivali’nde izlediğini belirten Açıktan, bu öyküyü neden uyarlamak istediğini şöyle anlatıyor: “Drazen’in filminde beni heyecanlandıran benim istediğim oyunculuklarla, senaryosu tamamen bana ve arkadaşlarıma ait olacak şekilde bir evren verecek olmasıydı... Ana hikayeyi aldık Türkiye’ye getirdik. Ve sonrasında da kişisel bir film haline geldi...”
“EN DOĞRU İKİLİ KENDİSİNİ VAR ETTİ”
Neredeyse yüzde 90’ı birkaç metrekarelik bir kompartımanda geçen ve iki başrol oyuncusunun hemen her an seyircinin gözü önünde olduğu filmin ‘Ali’si Metin Akdülger, 4-5 yıl önce senaryoyu yazmaya başladığında Açıktan’ın aklındaki ilk isimmiş, ‘Leyla’ Dilan Çiçek Deniz ise en sonda dahil olmuş: “Metin ilk başta ‘tamam’ dedi ancak bağımsız bir film bu yapım aşamasında sorunlar yaşayınca Metin’i bir diziye kaybettik. Başka oyuncularla görüştüm, kararlar aldım ama Türkiye koşulları engel oldu. Dilan’la bir reklam filminde çalışınca filmi ona anlattım. Dilan ‘Tamam’ deyince tekrar Metin’i aradım. Ve sonunda en doğru ikili kendisini var etti...”
“EŞSİZ VE ÖZGÜRLEŞTİRİCİ BİR TECRÜBE”
Yönetmen, o küçücük kompartımanı (pandemi nedeniyle aylardır evlerine tıkılıp kalan:) seyirciler için uçsuz bucaksız bir mekana çevirmek uğruna, 3-5 metrekare içinde kamerayla dans ederken hayatında ilk kez trene binen Dilan sette çocuklar gibi olduğun anlatıyor: “İlk gün çok heyecanlıydım. Yatakları açıyordum, üstüne yatıyor, sallanıyordum... Ama benim için asıl enteresan olan küçücük bir alanda sıkışmış gibi görünürken aynı zamanda 800 kilometrelik geniş coğrafyada ilerliyorduk. Sanki hem bir yerde hem her yerde gibiydik...”
Daracık bir alanda çalışmanın kendisi için eşsiz ve özgürleştirici bir tecrübe olduğunu belirten Metin ise asıl zorluğu yönetmen ve kameramanın yaşadığına dikkat çekiyor: “Alan dardı ama benim kendimi en rahat hissettiğim setti. Ama Ozan’la Cenk’in işi zordu. Bazen 10-15 dakika durmadan çekiyorlardı. Durduklarında ‘Karın kaslarınıza sağlık diyordum’ onlara...”
“SEVİŞME SAHNESİ BİR DANS GİBİYDİ”
Film seyirciyle buluştuğu gün yönetmen ya da oyuncular istese de istemese de herkesin konuşacağı ‘cesur’ bir sevişme sahnesi var. Ozan Açıktan’ın ‘sosyal mesafe’yi ortadan kaldıran bu sahneyi çekerken, son dönemde özellikle ‘Normal People’ dizisindeki sevişme sahneleriyle daha da çok konuşulan, ‘intimacy coordinator’den (sevişme sahnelerinin daha estetik ve ‘seksi’ olmasını sağlayan kişi’ sanırım doğru bir açıklama) yardım alıp almadığını soruyorum: “Intimacy coordinator ‘MeToo Hareketi’ sonrası sevişme sahnelerinde kadınların suistimal edilmesiyle alakalı olarak ortaya çıktı. Bizim öykümüzün vazgeçilmeziydi bu sahne... Filmde herhangi bir diyalog sahnesini çektiğimiz gibi, dans ettikleri, ilk tanıştıkları sekans gibi sevişme sahnesinde de tam bir kamera ve oyuncu koordinasyonu vardı. Zaten aklımda (o sahneyle ilgili) bire bir yazılmış bir akış da vardı... Bir dans gibi hareket ettik ama gerçekçi hissedilmesi için Dilan ve Metin ellerinden geleni yaptılar ve şahane oldu.”
Metin Akdülger, daha çok okunsun diye filmin bu sahnesiyle ilgili haberlerin yapılacağını beklediğini ama bunu problematik bulduğunu söylüyor: “Hayatta çok daha anormal şeyleri kolayca normalleştiriyoruz ama bu kadar doğal bir eylemin bu kadar anormal görünmesi ve kafa yorulması bana tuhaf geliyor. Benim için karışındaki insana kalbini açarak kurduğun bir iletişim sahnesi bu (sevişme) sahneden daha zor...”
Dilan Çiçek Deniz, sevişme sahnesine ne çok fazla değer verdiklerini ne de az değer verdiklerini söyleyip ekliyor: “Bu sahnenin koreografisini önceden çalışmıştık. Mekanikti aslında kamera açısına göre nerede ne yapacağımızı bilmemiz gerekiyordu. Genelde bu sahnelerle ilgili kadın üzerinden haberler yapılıyor. Gerçekten bu tabulara inanamıyorum. Bakalım bizim filmden sonra nasıl olacak...”
tamamı için kaynak: haberturk.com/kadirkaynakci
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)
Yer imleri