Yiğitçi arkadaşlarımızın bazıları , Deniz kendini Yiğit için vazgeçilmez sandı ,o yüzden bu kadar rahat ,o yüzden bu kadar afra tafralar diyorlar ,ve Yiğit onun en büyük yalanını bile affetti yine affeder diye düşündüğü için bu kadar umursamaz diyorlar.Ben buna katılmıyorum ben Denizin Yiğitin onu affettiği için böyle rahat davrandığı fikrinde değilim.Neden mi çünkü zaten Deniz Yiğite yaptıklarının aslında çok da yanlış olduğunu düşünmüyordu affedilecek bir konu olduğunu da düşünmüyordu.Evet o yüzleşme sahnesinde ben yanlış yaptım beni affet dedi ama, orda başka şansı yoktu.. Zaten kendini gerçek anlamda suçlu hissetmeyen Deniz bir de Yiğitin intikam planını öğrenince Yiğitle ödeştiklerini düşündü. (Bu arada Yiğitin intikam oyununu hiç tasvip etmemiştim.) Ve daha sonraki diyaloglarında da ,Deniz Yiğite sen de bana şunu yapmıştın bunu yapmıştın,ayrıca İrem vardı o sana aşık oldu,sen de ona evlenme teklif ettin gibi mazaretlerini sıraladı ve aslında Yiğitin kendisine bu kadar kızmasının yersiz olduğunu düşündüğünü belirtti bir anlamda..Yani zaten ikisinin o konuşmasında da Yiğit haklı gitti haksız geldi..Dolayısıyla Deniz kızın kendi gözünde söylemiş olduğu yalanlar o kadar da büyük ve önemli değil..
Bu güne kadar tanıdığım Deniz Yiğitin peşinden koşmaz,bunu daha önce Yiğit Denizle yüzleştikten sonra da demiştim,ve Deniz Yiğitin peşinden koşmamıştı hatta restini bile çekmişti.Biz diye bir şey yok demiş istifa ediyorum noktasına getirmişti olayı.O istifa ediyorum meselesinde Yiğit reddedildi demese bu aşk çoktan bitmişti..
Bütün bunları göz önüne alarak, ben Denizin Yiğitin hastalığı dışında hiçbir şekilde Yiğitin kendisi için vazgeçilmez olduğunu farkedeceğini düşünmüyorum.Önümüzdeki bölüm Yiğite karşı alttan alan bir Deniz beklemiyorum.Ancak bu hastalık konusu, Deniz Yiğit ilişkisinde , Denizin baskın karakter olması durumunu bitirebilir.
Edit:Bir de Denizin ben de bugüne dek yarattığı diğer izlenimde şu: Deniz yalnızca kendisi isterse sevdiği birini Yiğit için hayatından çıkarır,Yiğit istedi diye,Yiğit var diye ya da Yiğit kırılıyor inciniyor diye değil.Demem o ki Tuna iyileştiğinde de ben gidiyorum diyen Tuna olacak...Ya da Deniz, Tunaya bağlılığının Yiğitle ilişkisine zarar verdiğini düşünüp, kendini Tunadan vazgeçmek zorunda hissedecektir.Yoksa sırf Yiğit istedi diye kimseden vazgeçemez gibi geliyor bana Deniz.Hele ki Yiğitin henüz asistan Denize yeni yeni birşeyler hissettiği dönemde emrediyorum diyen tavırlarına patronu olduğu halde Yiğite reddedildi diyen bir Deniz Aslanı hatırladıkça Denizde bu tür dayatmaların daha da ters tepki yarattığı bir gerçek.Yani Denizin, yalnızca duygusal ilişkilerde değil, hayatın içinde de genel tavrı dayatmalara boyun eğmeyişi..
Yer imleri