Supernatural (Spoiler) (3)

[*beso]

Adamlar değişmiyor dedik dedik nazar değdirdik iyi mi :img-cray:
Öncelikle yeşil gözlüm naaptılar sana böyle:icon_sorr

Spoiler İçermektedir

Şu adam şöyle gözlerinin içi gülen bir insan iken(ki yaşının alakası yoktur bu durumun hep güler yani:img-in_lo senelerdir adamı tüketmelerini kınıyorum:img-beee:

Merhaba benim gibi Supernatural izleyen şanslı kesimden olan forumdaşlarım :)
Bütün dünyada fanlar yeni bölüm için geriye sayarken ne şanstır beni de uyku tutmadı da birazını canlı olarak birazını da bugün izleme şansı buldum yeni sezonun.

Dean ve Sam'in hallerini de hiç iyi bulmadığımı söylemem gerekir. Elbetteki Sam'in duygusal boşluğu filan falan olmuştur ama Dean 6.sezonda avlanmayı Sam'e söz verdiği için bırakmıştı, o yüzden Lisa çıkmıştı başımıza. Hadi yol bulamadıktan sonra bırakmış olsa herşeyi tamam diyeceğim ama aile bağlarını böylesine işlerlerken şu sezon buradan vurmalarını sevmedim sevemedim...
Hele ki broların eski hallerini hatırlayınca..

Spoiler İçermektedir

İlerki bölümlerde daha fazla flashback sahnesi olacağı kesinleşti bu bölümden ama Purgatory'i salt bir orman gibi göstermelerini istememiştim hiç. Bakalım flashbacklerde neler olacak. Bir de bir tek bana mı oldu bilemedim de bölüm sanki çok kısa gibi geldi, özlemden olduğunu düşünüyorum

Gerçi tek Dean'in cehennemin kapılarını sonsuza dek kapanmasını duyduktan sonra Jensen'ın mimikleriyle birleştirdiği " Yeah that could be important " bile yetti şimdilik...:img-eat:

Tabi herşeyden şikayet etmek gibi olmasın. Çokça memnun olduğum şey dizinin ivmelenmesi. Hele ki 6 ve 7.sezonlardan sonra sağlam bir konuyla geldi Supernatural, şu beni üzdüğü kısımlara rağmen de hoş geldi:)

[pelin_cemre]

Benim aklıma takılan birşey var bu canava amcalar öldüklerinde arafa gidiyorlardı ve dean arafta da yaratık öldürdü. O öldürdükleri nereye gitti allah aşkına sil baştan tekrar mı düştüler arafa?

[ffatma12]

Benim aklıma takılan birşey var bu canava amcalar öldüklerinde arafa gidiyorlardı ve dean arafta da yaratık öldürdü. O öldürdükleri nereye gitti allah aşkına sil baştan tekrar mı düştüler arafa?

:img-hyste
güzel soru bende merak ettim şimdi.
2.bir araf mı var acep.
olmadığını biliyoruz sanırım tamamen yok oluyorlar diye geçiştiricez.
malum arafa gelemezler bi daha.

[şehr-i aşk]

Yeni bölümü şimdi izledim. Çok güzel bir bölümdü yine. İlk bölüme göre epey komik olmuş ya la.



Öncelikle Dean Ve Cass karşılaşmasına değineyim. Oy oy oy demek istiyorum. Dean’in ki nasıl içten bir sarılıştı öyle. Görmek istediğimiz hareketler bunlar Cass’i bizde Dean kadar özlemiştik iyi oldu. Bir an neler oluyor yahu dedim Cass kaçtım deyince ama anladık ki kanatlı dostumuz Dean’i korumaya çalışıyormuş. Adamsın Cass ! En sağlam meleksin Allah belamı versin.

O sondaki sahne için her şey göründüğü gibi değildir demek istiyorum. Dean sakın ha Cass’i bırakmış olmasın. Bu dizide Dean hariç her karakter yoldan saptı. Cass God’cılık oynadı Sam kan bağımlısı oldu Abisini sattı. Kel dede Crowley’le anlaşma yaptı felan filan. Ama Dean Winchester her zaman çizgisinde, böyle delikanlı Batman gibi bir şeydi izleyicinin gözünde. (Sam’in beyin yiyen arkadaşını öldürdüğü bölüm hariç ama olsun o kadar kusur kadı kızında da olur ) Şimdi böyle hafiften Dean’e de ilişmeye başladılar. E biz de insanız alışırız kaldıramayız böyle şeyler. Amman diyim, tek başıma linç ederim bak sizi. Alayınızı tersten insanlıktan çıkarma büyüsü okurum görürsünüz yazar bozuntuları

Yahu bu adam arabasını açık artırmada kullanmayı teklif eden herife “ "Söylersen seni oğlunu ve torununu öldürürüm" diyen über karizma bir şey. Üstelik bu tehdidi de kardeşine yapıyor. Korumak için geçip önünde duruyor birde. Siz de tutmuş Cass’e yamuk yaptırıyorsunuz. Supernatural kurallarına aykırı bu oloooom. Adam arabayla konuşuyor ya. “Öyle demek istemediler bebeğim “

Kevin’in annesine bayıldım. Cidden çok sağlam kadındı o hale gelmesine üzüldüm lan.

Dean bu bölüm Crowley’den intikamını aldı. “Kadınsı tarafın mı tuttu. “ Burdaki göndermenin İskoç oluşuna olduğunu düşünen bir ben mi varım ? Crowley demişken tam son of a bitch ha o. Ama yine de seviyorum hergeleyi. Kevinciğime de onun bunun çocuğu demeye getirdi . Ulan biz senin geçmişini sorguluyomuyuz. Ne demeye sen bizim beybi feysimize saldırıyorsun. Ama havalısın ha. Böyle kırmızı dumanlarla girip çıkmalar felan. Başta dedim la niye bunun gözler kırmızı ama sonra hatırladım tüm anlaşmaları o tutuyordu dimi.Mantıklı yani.

Sam’in tersten şeytan çıkarma duası okuması çok iyiydi be. Vay canısını dedim. Bir de tutmuş böyle bir dehaya avcılığı bıraktırıyorlar. Tüü sıfatınıza sizin.

Ayrıcana Dean’in purgatory sahneleri böyle çok hoş ya. Sam’in Lucifer kabusları kadar değil ama ben sevdim bu olayı. Bu arada Dean’in konuşturduğu o yaratığı Teen wolf ‘taki elemana benzeten bir ben mi varım.

Enee şimdi aklıma geldi. Sam Thor’un çekicini kullandı ya la. Sam winchester oldu mu sana Sam Winchesthor. Ama salak biraz evet. Öylesi bir çekici sen nasıl bırakırsın orda. Tüü sana Sam büyüyü tersten okumayı akıl ediyorsunda çekici almayımı akıl edemiyorsun.

Son olarak Kevin’i ben anasından istemeye gideceğim. Talibim kendisine. Ne gada da akıllı bi o gada datlı. Winchester’ları kandırdı ya la. Çok sert!

Bir sonraki bölümü böyle heyecanla bekliyoruz efendim. Aklımız hep onlarda.

[dream_]

Dizinin her sezonunda mutlaka Sam'e dair bir dram ve o dramın içinde tek başına kaldığı için bu sefer de kendi dramını yaşayan bir Dean'i görmek klasik tablo oldu. Aynı şekilde başı dertte olan Dean olsa da serde abi'lik olduğu için yine ayakta durmaya çalışan Dean ve bu sefer umutsuzca çabalayan bir Sam'i görmek. Bazen baba olan sanki Dean'di de -ki Christmas bölümünde böyle bir benzetme bile var- o baba'nın herhangi bir olayda pedagojik yönü eksik meslektaşların -meslektaş diyorum çünkü oğullarını asker gibi eğittiğini kendi söyledi, ama yine de seviyorum John W.'ı, lanet olsun içimdeki Winchester sevgisine- durumuna düşmüş görüntüsünün aksine sıcaklığıyla ve sürekli kardeşini önemsemesiyle Dean bu figürü hak ediyordu. 1. sezonda Sam'i aile mesleğine yeniden alıştıran ve bu süreçte elinden tutup onu kollayan Dean; 2. sezonda kardeşi hakkında öğrendiği sır dolayısıyla onu kaybetmeden yaşatmaya çalışmanın sorumluluğu altında ezilen Dean ve bu gerçeği öğrenmesiyle birlikte o 'ucube' hissine zaten içten içe sahip olan kaygılı Sam; 3. sezonda yine olsa yine yaparım düşüncesiyle ruhunu satmış, 1 yılı kaldığının bilincinde olup da bu gerçeği önemsemez gibi görünerek güçlü olmaya çalışan Dean, kardeşini kaybetme korkusu içindeki Sam; 4. sezonda çıkış yolu ararken iyice batan, yalnızlıktan dolayı hiçbir şeyi umursamayan bir Sam ve cehennemde yaşadığı şeylere rağmen kendi ve kardeşinin akıl sağlığı için yine dik durması gereken Dean; 5. sezonda Kıyamet senaryoları baskısında kendi kaderlerini yönlendirmek için çaba veren bir Sam ve Dean; 6. sezonda RuhsuzSam ile birlikte fiziksel anlamda olmasa da yine kardeşini kaybettiğindeki hislerine dönen ve onu kurtarmak için her yolu deneyen Dean; 7. sezonda kardeşinin Lucifer ve cehennem halüsinasyonlarıyla başa çıkmaya çalışırken yine her şeyi içine atan bir Dean.. Demem o ki acı çeken kahraman ögesi her zaman ilgi görmüştr ve görmeye devam edecektir; ama bunu kardeşlik/aile ilişkileri içinde harmanlamak kesinlikle çarpıcı oluyor. :865323

7 sezonu kısa bir sürede arka arkaya deviren ben, belki de sürece böyle katıldığım için puzzle parçaları gibi gördüm her sezonu. Tempolar düşük müydü arada, evet düştüğü oldu. Hani her zaman efsanevi bir 5 sezon algısının kalıplaştığını bilmesem ben 6. sezonu da çok rahat o parçalar arasında görebilirdim, her ne kadar pek hoş olmayan bir sezon başlangıcı yapılsa da. Bunun nedeni de sanırım yukarıda verdiğim geniş özet çerçevesinde ele alınabilir. Her zaman bu iki kardeşe dair olan bir 'ana' hikaye olmasıyla sezonun tamamı toparlanıyordu benim gözümde. Şeytan, melek, cennet, cehennem, elçiler, Purgotary vs. benim için ilk 2 sezondaki klasik hayalet avlama hikayelerinden farklı değildi çoğu zaman. Ha ne zaman ki 'büyük resmi' gördüm, o zaman daha 'dramatik' şeyler çıktı. Ama mesele hep bu kardeşlerle ilgili olan kısmı görmekti diye düşünüyorum. O yüzden 8. sezona başlarken buna benzer yine büyük bir hikayenin gelmesini bekliyorum. 8.01'deki Sam'in köpek-veteriner-kaza üçlemesinden de bu yönde bir beklenti oluşmadı değil.

Gelelim elinde örgüsünü ören gözlüğünün üstünden bakan yaşlı teyze misali karakterlerle olan konuşmalar eşliğindeki bölüm yorumumlarıma.. :whistle2

Bir kere Sam sana ne olmuş gerçekten demeden geçemiyorum; zira uzun saçı yakıştırdığım insanlarda bile bir sınırım olduğunu seninle öğrenmiş bulunmaktayım. Şu halinle kalın çerçeveli, büyük gözlük takıp, İspanyol paça ve uzun favori gezsen kendimizi 'retro' bir hava içerisinde bulabiliriz. Ha 'derdimden böyle' diyorsan da deme, muhtemelen aslında 1. bölümde göremediğimiz dertler içerisindesin anlıyorum ama, muhteşem bir yüze sahip biri olarak harcatıyorsun kendini. Genelde saça başa bakmam bir karakter için, ama seviyorsam dayanamıyorum. 5 ve 6. sezondaki saçları da nispeten iyiydi, kendisine yakışıyordu ama şu hali işin içinden çıkılmaz bir hal almış. Belki bronzluğu geçerse beyefendinin daha hoş da gelebilir göze bilemedim.

Şimdi az önce hayaleti de aynıdır cehennemi de dedim ama bu sömürün sömürdüğünüz kadar anlamına gelmiyor, bu dizide çünkü ölümberi'si denen şeyi güzel işlemişlerdi. Bir Purgotary'e takıldılar, tamam çamaşır suyuyla öldürülen Leviathanlar'ı bile 'ekşın' hatrına, derilerinin delik deşik olmasını görmekten mütevellit bir haz alarak izledik ama orman Purgotary... Cık, olmamış. Post apokaliptik bir yer değil belki orası ama eğer yaratıklar bir yerde yaşasaydı bu muhtemelen buram buram yaşam'ı çağrıştıran bir orman olmazdı. Fakat 8.02'yi izleyince biraz fikrim değişti, çünkü ne filtre kullanmışlarsa nahoş bir ortam olmaya başlamış.

Bir de BaşLeviathan gidince hepsi gitmiş sayılmayacak mıydı? Bir yeri kaçırıyorsam düzeltin lütfen ama herkese çamaşır suyu atıyorlar yine, dünya tam temizlenmemiş gibi..(Temizlenmeyi de mecazi olarak kullanamıyorsun- çamaşır suyu nedir yahu?! :img-tomat)

Onun dışında gelelim SPN müptelası eden sebebe.. Sam&Dean. Yargılanmış Sam, abisini, Casitel'i neden aramaz, hayırsızın önde gideni olmuş diye.. Sam söz vermedi belki ama sebeplerini başka şartlar altında izleyiciye gösterselerdi bence hepimiz ikna olurduk. Sam'i hiç anlayamadım ben 1. bölümde, aslında Dean ile olan karakter farklılıkları ve yaşananlar dolayısıyla bir kıyaslamaya gitmek doğru değil. Birincisi Sam bu hayatı gördükten sonra da okuyom ben ya diyip gitmiş insan. Yani 'insanlar hep ölür' kısmını gençken de yaşamış ve arkasında bırakmış. Ha o kadar yıl sonra bu sebepten ölen insanları artık umursamaması mantıksız diyorsak da -ki daha ne yaşadığını da bilmiyoruz ama- dediği gibi 'aile' olmayınca amaçsız bir hayata sürüklenebiliyor insan. Dean belki öyle yapmazdı evet, ama Dean Sam değil. Onun karakteri savaş olsa en önde koşangillerden gibi. 6. sezonda Sam'e söz vermese muhtemelen tek başına da olsa avlanmaya giderdi ki hiçbir zaman hayatından o korkuları çıkaramadığını evinde hala sakladığı 'araç-gereç'le ya da oraya buraya çizdiği şekillerle anlıyoruz. Dean hiç ara vermedi aslında, bunun nasıl olduğunu bildiğini sanmıyorum. Her zaman yoruldum demesini bilir ama yine de o riskli bölgeye koşmaktan da geri durmaz. O yüzden Sam'i yargılamak istemiyorum, seviyorum sıpayı bir yandan da. (Yutturma bu sözlerimi tamam mı Sammy?)

Bu arada Purgotary'de bu yüzden canının sıkılmadığını düşünüyorum Dean'in, adam maddi anlamda olmasa da avcı kimliğiyle bir çeşit doğal habitatına kavuştu, bence bir süre emekliliği asıl şimdi düşünmeli. Aslında attığı her adımda bir yaratığa denk gelmesi gerekir değil mi? Zaten gerçek dünyaya geldiğinde artık hiçbir şey olmamış gibi davranmasını buna bağlıyorum, dünyada da en çok gördüğü şeyler onlardı. Yukarıda sorulmuş Purgotary'de ölenler nereye gidiyor diye? Ölüyor olabilirler ki yaratık diyoruz yani daha ruhsal -hatta ruhsuzca demek daha doğru olur- bir şey.. Cennet/cehennem algısı onlar için geçerli değildir belki ama ölüm ve ölüm sonrası ne olacağı belirsiz olduğu için buna cevap vermek zor. Senaristin hayal gücüne ve yorumuna kalmış. Belki dizide daha önce de belirtildiği gibi cehennemde de nasıl bazı bölgeler olduğundan bahsedildiyse Purgotary de bir düzlemden/boyuttan oluşmuyordur. Yine de dediğim gibi her sonuç çıkarılabilir.

Bu cehennemi tümden kapatmak mevzuu güzel olmuş hoş olmuş ama cehenneme el atmışken John W.'ı da bir yerden getirsinler ama artık diyorum. Öyle ki bu dizi SPN, burada her şey mümkün diyerek kaç sezondur umudumu yitirmedim, bence mesele de oyuncunun sıcak bakmasıyla ilgili olacaktır. Bugün Robert Downey tıpatıpı amcam evet dese bence hemen jet hızıyla getirirler, bir gidip araştırmak lazım, yakın zamanda dizi-film projesi var mı diye.. Ama iyi olurdu.. Yine de ille de yalnız kalsın bu yavrucaklar fikrinde olan bir senarist anlayışı sezdiğim için -Bobby de öldü ya lafım kalmadı- umutlu değilim. Dean baba-yarısıydı ama diye kendi sözümü bana kullanmayınız lütfen, çünkü Dean de bir insan, Sam'i tek başına büyütmek kolay değil.

Yeni karakter Benny'i tekin bulmadım, zaten kardeşim falan, cık cık, bir Castiel için bir Sam için o kardeşlik bağı. Bugünlerde herkes kullanır olmuş, o yüzden sevmedim. En az 3 sezon birbiri için her şeyi yapmış iki insan için sadece kullandık biz o kelimeyi, şimdi 80 dakikada bu hakkı nereden aldı anlamış değilim.. :whistle2

Purgotary'i sevmedim ama ne olduğunu göstermelerini yine de istiyorum. Umarım dediğim gibi yine 'ana' hikayeyi sağlam belirlemişlerdir.

8.02 daha iyiydi bölüm olarak. Açık artırma sahnesi en güzel yeriydi galiba. Ellerinde birkaç banknot, Tanrı'nın Söz'ünü almaya çalışıyorlar, ne diyeyim akıl fikir. Fantastik bir ortamda açık artırma, böyle ucube bir şey görmemişizdir herhalde. Vatikan'ı mı ortaya koymadılar, Ay'ı mı? Ha bir de Sam'in Thor'un çekicini kullanışı dehşetti, Jared Padalecki'nin eline pek yakışmış. :whistle2 Ama çekiç pek mitolojik görünmedi gözüme.

Castiel ekrana çıktığı an bilgisayar ekranı hemen düzeltilip en güzel açı ayarlandığı için reiz diyor, noktalıyorum konuyu. :865323 Ama fedakarlığından zerre kaybetmemiş, ne diyordu sözkonusu Winchesterlar olunca kanını akıtmaktan geri durmayan melek o. :img-in_lo Dean'in flashbacklerindeki o Cass'i kurtaramama kısmında ben Dean'in bilerek bıraktığını düşünmüyorum, ama her türlü kötülüğü Benny denen o adama atasım var. SPN'deki dostluk anlayışını hepimiz biliriz, öncesini görmeden 'dostum' deniyorsa hiç sağlam ayakkabı çıkmayacaktır o kişi.

Crowley sen hep gel. :img-eat:

*Ve son olarak Bela Talbot'u da getirin -oldu canım, başka diyeceklerdir muhtemelen, en son baktığımda vampir de olmuştu, şimdi zombili bir dizide, Dean çekiyorsun sen bak, yeminle- hatta Crowley'nin tarafında dişi, güçlü bir şeytan izleyelim. :img-eat: Kadın karakter sayısı ciddi anlamda az, olanlar da böyle apar topar bavulu eline tutuşturularak gönderildi. En son Charlie adlı bir hatun vardı, onu da arada gösterebilirler, gerçekten renk getirmişti diziye.